Ahmed Avni Konuk ölümü olumlu bir psikolojiyle kabullenir. Ona göre “Hakîkatte ölüm yoktur, yeni bir hayata doğum vardır ve ölüm, gölgenin gölge sahibine çekilmesidir.”
Gölgeden ibâret olan âlem, Hak Teâlâ tarafından kendi gölgesi olması hasebiyle Zât’a doğru çekilmektedir. Ne zaman insanda ölüm gerçekleşirse, o zaman ondan yansıyan külli ruh son bulur. Görmesi, işitmesi, söylemesi zâhirden bâtına intikal eder. Böylece Hakk’ın ilâhi sıfatı olan tecellîsi aslına döner. Zira Hakk’ın latîf vücûdu sırasıyla ruhlar, hayal ve şehâdet âleminde yaratılmış olan a’yân-ı sâbitenin şekline göre belirir. Her insanın hakîkati, kendi ayn-ı sâbitesidir. Ve ayn-ı sâbitesi dâhi, esma-yı ilahîyyeden bir ismin ilmî sûretidir. İşte onun rûhu o belirli isimdir. Bu ismin her bir mertebenin icâbına göre başka bir taayyün elbisesine bürünmesi, kendi kemâlatının zuhûru içindir. Her bir mertebedeki bekleme süresi, o yerdeki kemâlatının tamamlanmasına bağlıdır. Sonra eceli gelip diğer mertebeye intikal eder. Ve o mertebedeki taayyün elbisesi cinsinden ona da başka bir elbise verilir. Evvelki taayyün elbisesini kendisinden ayrıldığı mertebede bırakır. İşte bu şekilde ahadiyyet mertebesinden kopup evvela ilim mertebesine, ikinci olarak ruhlar mertebesine ve ardından hayal âlemine ve şehâdet âlemine bu sûretle intikâl eder. Bu bir aşağı iniştir.(Tenezzülât) Şehâdet âlemine gelişle bu aşağı iniş son bulur. Ondan sonra ise rücû yani yükselme ve yukarı çıkış başlar.
Bu dünyada dâhi kendi kabiliyeti ölçüsünde kemâle erdikten sonra kişinin ölüm vakti gelir. Hak Teâlâ insanın rûhûnu ve hakîkatini kendi tarafına çeker. “Cemal” isiminin mazharı olan insanlar, şehâdet âleminde şeriat kurallarına uyarak sâlih amel işlemiş ve güzel ahlak üzere bulunmuş olduklarından, ölümle berzâha intikâl ettiklerinde, kendilerinde o âlemin cinsinden olarak verilen terkip, ahsen-i takvim üzere olan insan sûreti üzerine olur. “Celal” isminin mazharı olan insanlar ise, bu âlemde şeriata muhalefetle, kötü amel işlemiş olduklarından kendilerinde kötü ahlak ve hayvânî sıfatlar üstün gelir. Bu nedenle kendilerine verilecek olan terkip de hayvan sûreti üzerinedir. Berzah böylece sâlihlere göre, Konuk’un tanımlamasıyla, “bir sevinç evi”, yaramazına göre de cehennem olur. Verilen terkip ise dünyadaki cesetler gibi dağılmaz, yani yok olup gitmez. Dağılma kabul etmeyince de bu safhada ebediyen ölüm yoktur. Bu nedenle ölüm bir hediyedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 210,00 | 210,00 |
3 | 76,50 | 229,49 |
6 | 40,39 | 242,32 |
9 | 28,35 | 255,17 |
12 | 22,33 | 267,98 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 210,00 | 210,00 |
3 | 76,50 | 229,49 |
6 | 40,39 | 242,32 |
9 | 28,35 | 255,17 |
12 | 22,33 | 267,98 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 210,00 | 210,00 |
3 | 76,50 | 229,49 |
6 | 40,39 | 242,32 |
9 | 28,35 | 255,17 |
12 | 22,33 | 267,98 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 210,00 | 210,00 |
3 | 76,50 | 229,49 |
6 | 40,39 | 242,32 |
9 | 28,35 | 255,17 |
12 | 22,33 | 267,98 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 210,00 | 210,00 |
3 | 76,50 | 229,49 |
6 | 40,39 | 242,32 |
9 | 28,35 | 255,17 |
12 | 22,33 | 267,98 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 210,00 | 210,00 |
3 | 76,50 | 229,49 |
6 | 40,39 | 242,32 |
9 | 28,35 | 255,17 |
12 | 22,33 | 267,98 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 210,00 | 210,00 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Ahmed Avni Konuk ölümü olumlu bir psikolojiyle kabullenir. Ona göre “Hakîkatte ölüm yoktur, yeni bir hayata doğum vardır ve ölüm, gölgenin gölge sahibine çekilmesidir.”
Gölgeden ibâret olan âlem, Hak Teâlâ tarafından kendi gölgesi olması hasebiyle Zât’a doğru çekilmektedir. Ne zaman insanda ölüm gerçekleşirse, o zaman ondan yansıyan külli ruh son bulur. Görmesi, işitmesi, söylemesi zâhirden bâtına intikal eder. Böylece Hakk’ın ilâhi sıfatı olan tecellîsi aslına döner. Zira Hakk’ın latîf vücûdu sırasıyla ruhlar, hayal ve şehâdet âleminde yaratılmış olan a’yân-ı sâbitenin şekline göre belirir. Her insanın hakîkati, kendi ayn-ı sâbitesidir. Ve ayn-ı sâbitesi dâhi, esma-yı ilahîyyeden bir ismin ilmî sûretidir. İşte onun rûhu o belirli isimdir. Bu ismin her bir mertebenin icâbına göre başka bir taayyün elbisesine bürünmesi, kendi kemâlatının zuhûru içindir. Her bir mertebedeki bekleme süresi, o yerdeki kemâlatının tamamlanmasına bağlıdır. Sonra eceli gelip diğer mertebeye intikal eder. Ve o mertebedeki taayyün elbisesi cinsinden ona da başka bir elbise verilir. Evvelki taayyün elbisesini kendisinden ayrıldığı mertebede bırakır. İşte bu şekilde ahadiyyet mertebesinden kopup evvela ilim mertebesine, ikinci olarak ruhlar mertebesine ve ardından hayal âlemine ve şehâdet âlemine bu sûretle intikâl eder. Bu bir aşağı iniştir.(Tenezzülât) Şehâdet âlemine gelişle bu aşağı iniş son bulur. Ondan sonra ise rücû yani yükselme ve yukarı çıkış başlar.
Bu dünyada dâhi kendi kabiliyeti ölçüsünde kemâle erdikten sonra kişinin ölüm vakti gelir. Hak Teâlâ insanın rûhûnu ve hakîkatini kendi tarafına çeker. “Cemal” isiminin mazharı olan insanlar, şehâdet âleminde şeriat kurallarına uyarak sâlih amel işlemiş ve güzel ahlak üzere bulunmuş olduklarından, ölümle berzâha intikâl ettiklerinde, kendilerinde o âlemin cinsinden olarak verilen terkip, ahsen-i takvim üzere olan insan sûreti üzerine olur. “Celal” isminin mazharı olan insanlar ise, bu âlemde şeriata muhalefetle, kötü amel işlemiş olduklarından kendilerinde kötü ahlak ve hayvânî sıfatlar üstün gelir. Bu nedenle kendilerine verilecek olan terkip de hayvan sûreti üzerinedir. Berzah böylece sâlihlere göre, Konuk’un tanımlamasıyla, “bir sevinç evi”, yaramazına göre de cehennem olur. Verilen terkip ise dünyadaki cesetler gibi dağılmaz, yani yok olup gitmez. Dağılma kabul etmeyince de bu safhada ebediyen ölüm yoktur. Bu nedenle ölüm bir hediyedir.