Arap Edebiyatı Tarihi - Osmanlı Dönemi Mısır ve Biladu’ş-şam Bölgesi (922-1217 / 1516-1802)
Denilebilir ki, Arap Edebiyatının geçirdiği devreler içinde, gerek Arap gerek müsteşrik araştırmacılar tarafından tanınmak ve ele alınmak açısından Osmanlı dönemi kadar şanssız bir dönem yoktur. Bu çalışmanın ilgili bölümünde de görüleceği üzere, birkaç insaflı araştırmacı dışında Arap edebiyatının Osmanlı dönemi hemen hemen yok denilecek durumdadır. Arap ülkelerinde bulunduğum zamanlarda görüştüğüm Arap akedemisyenlerin de, muhtemelen bilgi eksikliğinden kaynaklanan, aşağı yukarı aynı görüşte olması beni bu dönemi incelemeye ve dönemin edebi çalışmalarını tespit edip hiç de durumun iddia edildiği gibi olmadığını ortaya koymaya yöneltti.
Araştırmamın sonunda Osmanlı dönemindeki Arap edebiyatının diğer dönemlerdeki edebiyattan geri olmadığını, aksine yenilenerek varlığını sürdürdüğünü gördüm. Vardığım sonuç, iddia edilenin aksine Arap edebiyatının Osmanlı döneminin, geçmiş dönemlerin bir devamı olup modern dönem için bir alt yapı oluşturduğudur. Aksi takdirde Ahmed Şevki, el-Barudi vb. şairlerin Fransızların Mısır’ı işgali ile başlatılan modern dönemde gökten zenbille indiğini ya da ellerinde birer sihirli değnek olduğunu ve yüzyıllarca ihmal edilmiş bir edebiyatı modern bir edebiyat haline getirdiklerini kabul etmek gerekir.
Bu dönemin Arap edebiyatını ele alan, ancak akademik araştırma özelliği taşıyan ve ön yargıdan uzak birkaçı dışındaki eserlerin, gerek metot, gerekse dönemle ilgili verdiği bilgiler açısından oldukça karmaşık, düzensiz ve çelişkilerle dolu olduğu görülür. Bunun temel nedeni, bu dönemi inceleyen eserlerin akademik, objektif ve derinlemesine incelemeler olmak yerine, Arap ülkelerindeki orta, lise ve yükseköğrenimdeki öğrencilere verilmek üzere hazırlanan, ihtiyacı karşılamak üzere derlenen yüzeysel, objektiflikten uzak ve ön yargılı, büyük çoğunlukla da araştırmalarını bilimsel temeller üzerine oturtmak yerine Osmanlı-Türk düşmanlığı üzerine oturtan oryantalist araştırmacıların öne sürdüğü ve Arap bilim adamlarınca da hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan peşinen kabul edilip dillendirilen bilgiler içermesidir. Arap bilim dünyasında Osmanlı dönemindeki Arap edebiyatını inceleyen akedemik çalışmaların oldukça az olduğu görülür.
Bunlardan tespit edebildiğimiz kadarıyla Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde yapılmış çalışmaları şöyle anmak mümkündür:
1-Meyyade et-Tunci, eş-Şi’ru’l-ictima’i fi’l-‘ahdi’l-Osmanî, Y. Lisans çalışması, Danışman: Omer ed-Dekkak, Cami’atu Haleb, 1991.
2-Muhammed Sakr, eş-Şi’r fî Mısr fi’l-‘asri’l-Osmani, Doktora çalışması, Cami’atu’l-Ezher, 1985.
3-Halil Kasım Ğariri, eş-Şi’r fî biladi’ş-Şam fi’l-‘asri’l-Osmani 1516-1798, Doktora çalışması, Danışman: Omer Musa Başa, Cami’atu
Dımaşk, 1991.
4-‘İd Fethi ‘Abdullatîf ‘Abdulazîz, İtticahatu’l-edebi’l-‘arabi fi’l-karni’l-hadi ‘aşer el-hicri fî Mısr ve’ş-Şam, Doktora çalışması, Danışman: Muhammed Yunus Abdulal, Cami’atu Ayn Şems, 2006.
Türkiye’de ise tespit edebildiğimiz kadarıyla tek çalışma şudur:
Nurettin Ceviz, Osmanlılar Döneminde Mısır’da Arap Edebiyatı, Doktora Çalışması, Danışman: Nevzat H. Yanık, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, Erzurum, 2002. Bu eserler incelendiğinde de Osmanlı dönemindeki Arap edebiyatının geçmiş dönemlerin edebiyatının bir devamı olduğu, konu ve türler açısından çağa göre kendisini geliştirerek devam ettiği görülür.
Elinizdeki bu çalışma, daha önce yine tarafımızdan hazırlanan ve Arap Edebiyatının m. 550-622 yıllarını kapsayan İslam öncesi devresinin incelendiği “Arap Edebiyatı Tarihi-1-Cahiliye Dönemi”, m. 622-661 yılları arasını kapsayan dönemin incelendiği “Arap Edebiyatı Tarihi-2-Sadru’l-İslam Dönemi”, m. 661-750 yılları arasını kapsayan “Arap Edebiyatı Tarihi-3-Emeviler Dönemi” ve m. 750-847 yılları arasını kapsayan “Abbasi Edebiyatı Tarihi” adlı çalışmaların devamı olup, bu çalışmada Arap Edebiyatının Osmanlı dönemindeki durumu incelenmiştir. Çalışma hazırlanırken Ana Kaynaklar ve İkincil Kaynaklar yanında DİA=Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinde yayınlanan maddelerden de istifade edilmiştir. Bu çalışmadan amaç, batılı oryantalistlerce dillendirilip doğulu Arabistlerce de tekrar edilen bir “yok sayılmış Osmanlı Dönemi Arap Edebiyatı”nın ne kadar verimli, çok renkli ve üretken bir dönem edebiyatı olduğunu ortaya koymaktanbaşka, gerek Doğu Dilleri ve Edebiyatları ya da Arap Dili ve Belağati alanında öğrenim gören Lisans ve Lisansüstü Eğitim öğrencilerine, gerek Arap Dili, Belağati ve Edebiyatı alanına ilgi duyan okuyuculara Arap coğrafyasında başlangıcından bitişine kadar Osmanlı Dönemini içine alan, Türkçe yazılmış bir Arap Edebiyatı Tarihi sunmaktır. Çalışma, “İçindekiler” kısmından da anlaşılacağı gibi, Osmanlı döneminde Mısır, Suriye ve Lübnan’ın durumu hakkında özet bilgi sunulan bir Giriş’ten sonra, Arap edebiyatında Osmanlı döneminin sınırları, dönemin değerlendirilmesi ve Osmanlı döneminde Türklerin Arap dili, edebiyatı ve kültürünü koruma ve geliştirme çabalarının incelendiği Dönemin Değerlendirilmesi başlıklı bir bölüm, ardından Şiir ve Nesir olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır.
Osmanlı döneminde Arap Edebiyatı konusu çok araştırılmış ve hakkında çok eser yazılmış bir konu değildir. Bu alanda telif edilmiş birincil ve ikincil kaynakların hemen hemen tamamını toplayıp gözden geçirerek bu satırları kaleme almaya çalıştık. Burada el-Imad el-İsfehani (öl. 597/1207)’nin “Gördüm ki, bir gün bir kitap yazıp da ertesi gün ‘Şurası farklı yazılsaymış daha iyi olurmuş, şu da eklenseymiş daha güzel olurmuş, bu konu daha öne alınıp zikredilseymiş daha hoş olurmuş, bu husus burada hiç anılmamış olsa daha güzel olurmuş’ demeyen kimse yok. Bu, ders alınabilecek en güzel durum. Bu durum da, her insanın eksikliğinin bir göstergesi” şeklindeki sözlerini bir kez daha hatırlamak gerekiyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 382,50 | 382,50 |
3 | 139,33 | 418,00 |
6 | 73,56 | 441,37 |
9 | 51,64 | 464,78 |
12 | 40,68 | 488,11 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 382,50 | 382,50 |
3 | 139,33 | 418,00 |
6 | 73,56 | 441,37 |
9 | 51,64 | 464,78 |
12 | 40,68 | 488,11 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 382,50 | 382,50 |
3 | 139,33 | 418,00 |
6 | 73,56 | 441,37 |
9 | 51,64 | 464,78 |
12 | 40,68 | 488,11 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 382,50 | 382,50 |
3 | 139,33 | 418,00 |
6 | 73,56 | 441,37 |
9 | 51,64 | 464,78 |
12 | 40,68 | 488,11 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 382,50 | 382,50 |
3 | 139,33 | 418,00 |
6 | 73,56 | 441,37 |
9 | 51,64 | 464,78 |
12 | 40,68 | 488,11 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 382,50 | 382,50 |
3 | 139,33 | 418,00 |
6 | 73,56 | 441,37 |
9 | 51,64 | 464,78 |
12 | 40,68 | 488,11 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 382,50 | 382,50 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Denilebilir ki, Arap Edebiyatının geçirdiği devreler içinde, gerek Arap gerek müsteşrik araştırmacılar tarafından tanınmak ve ele alınmak açısından Osmanlı dönemi kadar şanssız bir dönem yoktur. Bu çalışmanın ilgili bölümünde de görüleceği üzere, birkaç insaflı araştırmacı dışında Arap edebiyatının Osmanlı dönemi hemen hemen yok denilecek durumdadır. Arap ülkelerinde bulunduğum zamanlarda görüştüğüm Arap akedemisyenlerin de, muhtemelen bilgi eksikliğinden kaynaklanan, aşağı yukarı aynı görüşte olması beni bu dönemi incelemeye ve dönemin edebi çalışmalarını tespit edip hiç de durumun iddia edildiği gibi olmadığını ortaya koymaya yöneltti.
Araştırmamın sonunda Osmanlı dönemindeki Arap edebiyatının diğer dönemlerdeki edebiyattan geri olmadığını, aksine yenilenerek varlığını sürdürdüğünü gördüm. Vardığım sonuç, iddia edilenin aksine Arap edebiyatının Osmanlı döneminin, geçmiş dönemlerin bir devamı olup modern dönem için bir alt yapı oluşturduğudur. Aksi takdirde Ahmed Şevki, el-Barudi vb. şairlerin Fransızların Mısır’ı işgali ile başlatılan modern dönemde gökten zenbille indiğini ya da ellerinde birer sihirli değnek olduğunu ve yüzyıllarca ihmal edilmiş bir edebiyatı modern bir edebiyat haline getirdiklerini kabul etmek gerekir.
Bu dönemin Arap edebiyatını ele alan, ancak akademik araştırma özelliği taşıyan ve ön yargıdan uzak birkaçı dışındaki eserlerin, gerek metot, gerekse dönemle ilgili verdiği bilgiler açısından oldukça karmaşık, düzensiz ve çelişkilerle dolu olduğu görülür. Bunun temel nedeni, bu dönemi inceleyen eserlerin akademik, objektif ve derinlemesine incelemeler olmak yerine, Arap ülkelerindeki orta, lise ve yükseköğrenimdeki öğrencilere verilmek üzere hazırlanan, ihtiyacı karşılamak üzere derlenen yüzeysel, objektiflikten uzak ve ön yargılı, büyük çoğunlukla da araştırmalarını bilimsel temeller üzerine oturtmak yerine Osmanlı-Türk düşmanlığı üzerine oturtan oryantalist araştırmacıların öne sürdüğü ve Arap bilim adamlarınca da hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan peşinen kabul edilip dillendirilen bilgiler içermesidir. Arap bilim dünyasında Osmanlı dönemindeki Arap edebiyatını inceleyen akedemik çalışmaların oldukça az olduğu görülür.
Bunlardan tespit edebildiğimiz kadarıyla Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde yapılmış çalışmaları şöyle anmak mümkündür:
1-Meyyade et-Tunci, eş-Şi’ru’l-ictima’i fi’l-‘ahdi’l-Osmanî, Y. Lisans çalışması, Danışman: Omer ed-Dekkak, Cami’atu Haleb, 1991.
2-Muhammed Sakr, eş-Şi’r fî Mısr fi’l-‘asri’l-Osmani, Doktora çalışması, Cami’atu’l-Ezher, 1985.
3-Halil Kasım Ğariri, eş-Şi’r fî biladi’ş-Şam fi’l-‘asri’l-Osmani 1516-1798, Doktora çalışması, Danışman: Omer Musa Başa, Cami’atu
Dımaşk, 1991.
4-‘İd Fethi ‘Abdullatîf ‘Abdulazîz, İtticahatu’l-edebi’l-‘arabi fi’l-karni’l-hadi ‘aşer el-hicri fî Mısr ve’ş-Şam, Doktora çalışması, Danışman: Muhammed Yunus Abdulal, Cami’atu Ayn Şems, 2006.
Türkiye’de ise tespit edebildiğimiz kadarıyla tek çalışma şudur:
Nurettin Ceviz, Osmanlılar Döneminde Mısır’da Arap Edebiyatı, Doktora Çalışması, Danışman: Nevzat H. Yanık, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, Erzurum, 2002. Bu eserler incelendiğinde de Osmanlı dönemindeki Arap edebiyatının geçmiş dönemlerin edebiyatının bir devamı olduğu, konu ve türler açısından çağa göre kendisini geliştirerek devam ettiği görülür.
Elinizdeki bu çalışma, daha önce yine tarafımızdan hazırlanan ve Arap Edebiyatının m. 550-622 yıllarını kapsayan İslam öncesi devresinin incelendiği “Arap Edebiyatı Tarihi-1-Cahiliye Dönemi”, m. 622-661 yılları arasını kapsayan dönemin incelendiği “Arap Edebiyatı Tarihi-2-Sadru’l-İslam Dönemi”, m. 661-750 yılları arasını kapsayan “Arap Edebiyatı Tarihi-3-Emeviler Dönemi” ve m. 750-847 yılları arasını kapsayan “Abbasi Edebiyatı Tarihi” adlı çalışmaların devamı olup, bu çalışmada Arap Edebiyatının Osmanlı dönemindeki durumu incelenmiştir. Çalışma hazırlanırken Ana Kaynaklar ve İkincil Kaynaklar yanında DİA=Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinde yayınlanan maddelerden de istifade edilmiştir. Bu çalışmadan amaç, batılı oryantalistlerce dillendirilip doğulu Arabistlerce de tekrar edilen bir “yok sayılmış Osmanlı Dönemi Arap Edebiyatı”nın ne kadar verimli, çok renkli ve üretken bir dönem edebiyatı olduğunu ortaya koymaktanbaşka, gerek Doğu Dilleri ve Edebiyatları ya da Arap Dili ve Belağati alanında öğrenim gören Lisans ve Lisansüstü Eğitim öğrencilerine, gerek Arap Dili, Belağati ve Edebiyatı alanına ilgi duyan okuyuculara Arap coğrafyasında başlangıcından bitişine kadar Osmanlı Dönemini içine alan, Türkçe yazılmış bir Arap Edebiyatı Tarihi sunmaktır. Çalışma, “İçindekiler” kısmından da anlaşılacağı gibi, Osmanlı döneminde Mısır, Suriye ve Lübnan’ın durumu hakkında özet bilgi sunulan bir Giriş’ten sonra, Arap edebiyatında Osmanlı döneminin sınırları, dönemin değerlendirilmesi ve Osmanlı döneminde Türklerin Arap dili, edebiyatı ve kültürünü koruma ve geliştirme çabalarının incelendiği Dönemin Değerlendirilmesi başlıklı bir bölüm, ardından Şiir ve Nesir olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır.
Osmanlı döneminde Arap Edebiyatı konusu çok araştırılmış ve hakkında çok eser yazılmış bir konu değildir. Bu alanda telif edilmiş birincil ve ikincil kaynakların hemen hemen tamamını toplayıp gözden geçirerek bu satırları kaleme almaya çalıştık. Burada el-Imad el-İsfehani (öl. 597/1207)’nin “Gördüm ki, bir gün bir kitap yazıp da ertesi gün ‘Şurası farklı yazılsaymış daha iyi olurmuş, şu da eklenseymiş daha güzel olurmuş, bu konu daha öne alınıp zikredilseymiş daha hoş olurmuş, bu husus burada hiç anılmamış olsa daha güzel olurmuş’ demeyen kimse yok. Bu, ders alınabilecek en güzel durum. Bu durum da, her insanın eksikliğinin bir göstergesi” şeklindeki sözlerini bir kez daha hatırlamak gerekiyor.