Bireysel Başvuru Usulünde Önemli Zarar Ölçütü

Stok Kodu:
9786257528917
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
381
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
225,00TL
191,25TL
Taksitli fiyat: 12 x 20,34TL
Havale/EFT ile: 187,43TL
Temin süresi 6 gündür.
9786257528917
462703
Bireysel Başvuru Usulünde Önemli Zarar Ölçütü
Bireysel Başvuru Usulünde Önemli Zarar Ölçütü
191.25

Bireysel başvurusu mekanizmasına sahip ulusal ve uluslararası yargı organlarının iş yükü, dışarıdan yalnızca küçük bir parçasının görülebildiği; büyük kütlenin sular altında saklı kaldığı bir buz dağına benzetilir. Buz dağının görünen kısmı, mahkemeler tarafından her yıl esasa ilişkin olarak verilen kararlardır. Asıl iş yükünü ise altta kalan, görünmeyen kısım oluşturmaktadır. Bu başvurular kaynakların çoğunu kullanmakta ve genellikle kabul edilemezlik kararı ile sonuçlanmaktadır. Özellikle son yirmi yılda, bireysel başvuru mekanizmasının öneminin artması ve giderek daha fazla kullanılması bu yargı organlarını kapasitelerini aşan bir iş yükü sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır. İş yükü sorunu bu koruma mekanizmasının etkililiğinin devamı konusunda endişeler yaratmış ve tedbirler alınmasını gerektirmiştir. Alınan bu tedbirler kapsamında, mahkemelerin ve diğer yargısal organların kapasitelerinin artırılmasının yanında bireysel başvuruların kabul edilebilirlik kriterleri de değiştirilmiş ve yeni filtreleme mekanizmaları oluşturulmuştur. Kökeni Roma Hukuku'na dayanan de minimis non curat praetor ilkesi, anayasa hukuku ve uluslararası insan hakları hukukunda bu iş yükü sorununu çözmeye yönelik bir kabul edilebilirlik kriteri olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu kritere göre başvurucunun şikayetlerinin esastan incelenebilmesi için yalnızca mağdur statüsünün bulunması yeterli değildir, bu mağduriyetin önemli de olması gerekmektedir. Önemli zarar ölçütü olarak adlandırılabilecek bu kabul edilebilirlik kriterine göre, bir başvurunun önemli olup olmadığının takdiri yargı organları ve yargıçlara ait bir yetkidir. Bu çalışmamızda, önemli zarar ölçütüne ihtiyacı ortaya çıkaran nedenler, ölçütün anayasa hukuku ve uluslararası insan hakları hukukunda mevcut bireysel başvuru usulündeki uygulamasının kapsam ve koşulları ile uygulamaya bağlı sonuçları incelenmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 191,25    191,25   
3 69,67    209,00   
6 36,78    220,68   
9 25,82    232,39   
12 20,34    244,05   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 191,25    191,25   
3 69,67    209,00   
6 36,78    220,68   
9 25,82    232,39   
12 20,34    244,05   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 191,25    191,25   
3 69,67    209,00   
6 36,78    220,68   
9 25,82    232,39   
12 20,34    244,05   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 191,25    191,25   
3 69,67    209,00   
6 36,78    220,68   
9 25,82    232,39   
12 20,34    244,05   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 191,25    191,25   
3 69,67    209,00   
6 36,78    220,68   
9 25,82    232,39   
12 20,34    244,05   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 191,25    191,25   
3 69,67    209,00   
6 36,78    220,68   
9 25,82    232,39   
12 20,34    244,05   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 191,25    191,25   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
12 -    -   

Bireysel başvurusu mekanizmasına sahip ulusal ve uluslararası yargı organlarının iş yükü, dışarıdan yalnızca küçük bir parçasının görülebildiği; büyük kütlenin sular altında saklı kaldığı bir buz dağına benzetilir. Buz dağının görünen kısmı, mahkemeler tarafından her yıl esasa ilişkin olarak verilen kararlardır. Asıl iş yükünü ise altta kalan, görünmeyen kısım oluşturmaktadır. Bu başvurular kaynakların çoğunu kullanmakta ve genellikle kabul edilemezlik kararı ile sonuçlanmaktadır. Özellikle son yirmi yılda, bireysel başvuru mekanizmasının öneminin artması ve giderek daha fazla kullanılması bu yargı organlarını kapasitelerini aşan bir iş yükü sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır. İş yükü sorunu bu koruma mekanizmasının etkililiğinin devamı konusunda endişeler yaratmış ve tedbirler alınmasını gerektirmiştir. Alınan bu tedbirler kapsamında, mahkemelerin ve diğer yargısal organların kapasitelerinin artırılmasının yanında bireysel başvuruların kabul edilebilirlik kriterleri de değiştirilmiş ve yeni filtreleme mekanizmaları oluşturulmuştur. Kökeni Roma Hukuku'na dayanan de minimis non curat praetor ilkesi, anayasa hukuku ve uluslararası insan hakları hukukunda bu iş yükü sorununu çözmeye yönelik bir kabul edilebilirlik kriteri olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu kritere göre başvurucunun şikayetlerinin esastan incelenebilmesi için yalnızca mağdur statüsünün bulunması yeterli değildir, bu mağduriyetin önemli de olması gerekmektedir. Önemli zarar ölçütü olarak adlandırılabilecek bu kabul edilebilirlik kriterine göre, bir başvurunun önemli olup olmadığının takdiri yargı organları ve yargıçlara ait bir yetkidir. Bu çalışmamızda, önemli zarar ölçütüne ihtiyacı ortaya çıkaran nedenler, ölçütün anayasa hukuku ve uluslararası insan hakları hukukunda mevcut bireysel başvuru usulündeki uygulamasının kapsam ve koşulları ile uygulamaya bağlı sonuçları incelenmiştir.

Kapat