Torununun cıvıldayan sesiyle yüzü aydınlandı, içi ılık ılık oldu.
Farz etmek de neydi? İşte gerçek buydu: Sevimli, dünya tatlısı bir torun, sırtını dayayacağı bir duvar...
Giden gitmişti dönülmez yola ve gelmeyecekti. O, hiçbir zaman yemeğe geç kalmayacak, iş seyahatine çıkmayacaktı. Asla telefon etmeyecek, kimseyi özlemeyecekti. O halde, olmayan şeyleri varmış gibi farz ederek yaşayamazdı. Kendi kendini kandıramazdı.
Telefondaki torununa; evde olduğunu, kendisini beklediğini, onu çok sevdiğini söyledi ve telefonu kapattı. Bir koltuğa geçip oturdu. Kendi kendine acı gerçekleri hatırlattı:
Evet, yalnızsın!
Yalnız yaşayacaksın!
Yemeğini yalnız yiyeceksin.
Gözlerini uykuya, yalnız teslim edeceksin.
Onu, boşuna bekleyemeyeceksin.
Onu, yok işe gitti, yok iş gezisine gitti diye farz edemezsin.
O artık yok, bunu kabul et.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 196,00 | 196,00 |
3 | 71,40 | 214,19 |
6 | 37,69 | 226,16 |
9 | 26,46 | 238,16 |
12 | 20,84 | 250,12 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 196,00 | 196,00 |
3 | 71,40 | 214,19 |
6 | 37,69 | 226,16 |
9 | 26,46 | 238,16 |
12 | 20,84 | 250,12 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 196,00 | 196,00 |
3 | 71,40 | 214,19 |
6 | 37,69 | 226,16 |
9 | 26,46 | 238,16 |
12 | 20,84 | 250,12 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 196,00 | 196,00 |
3 | 71,40 | 214,19 |
6 | 37,69 | 226,16 |
9 | 26,46 | 238,16 |
12 | 20,84 | 250,12 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 196,00 | 196,00 |
3 | 71,40 | 214,19 |
6 | 37,69 | 226,16 |
9 | 26,46 | 238,16 |
12 | 20,84 | 250,12 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 196,00 | 196,00 |
3 | 71,40 | 214,19 |
6 | 37,69 | 226,16 |
9 | 26,46 | 238,16 |
12 | 20,84 | 250,12 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 196,00 | 196,00 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Torununun cıvıldayan sesiyle yüzü aydınlandı, içi ılık ılık oldu.
Farz etmek de neydi? İşte gerçek buydu: Sevimli, dünya tatlısı bir torun, sırtını dayayacağı bir duvar...
Giden gitmişti dönülmez yola ve gelmeyecekti. O, hiçbir zaman yemeğe geç kalmayacak, iş seyahatine çıkmayacaktı. Asla telefon etmeyecek, kimseyi özlemeyecekti. O halde, olmayan şeyleri varmış gibi farz ederek yaşayamazdı. Kendi kendini kandıramazdı.
Telefondaki torununa; evde olduğunu, kendisini beklediğini, onu çok sevdiğini söyledi ve telefonu kapattı. Bir koltuğa geçip oturdu. Kendi kendine acı gerçekleri hatırlattı:
Evet, yalnızsın!
Yalnız yaşayacaksın!
Yemeğini yalnız yiyeceksin.
Gözlerini uykuya, yalnız teslim edeceksin.
Onu, boşuna bekleyemeyeceksin.
Onu, yok işe gitti, yok iş gezisine gitti diye farz edemezsin.
O artık yok, bunu kabul et.