Filozof salıncakta salınan bir çocuğun oynamayı sevdiği gibi bilgi beşiğinde gidip gelmektedir. O bilgi denizinde bir gelgittir. Kıyıya vurur ve tekrar geri gider. Denizlerdeki mercanlardan haberler getirir. Denizlerde definelere yolculuk yapar. Bilgi hazinesinden elmaslar taşır suyun kenarına. O kıyıya vuran bilgi dalgasıdır. Bilgi onun hayat macerasıdır. Bir maceradan öbürüne koşar ve koştukça koşar. O bilgiyi deniz suyu gibi içer. İçtikçe susuzluğu artar. Bu nedenle bilgiye doymaz. Arşimet hamamda banyo yaparken su tasını suya bırakmaktadır. Birde ne görsün banyo tası suyun üzerinde yüzmektedir. Bunu gören Arşimet bağırarak buldum der ve koşar. Bağırır ve haykırır bulduğunu söyler. Arşimet bu tas suya batmadı der ve su bu tası kaldırdığı için batmadığını saptar. O suyun kaldırma kuvvetini bulmuştur. Bu onun bulduğu maden havzasındaki elmastır. Bunu parasız olarak herkese dağıtmaktadır. Bu nedenle bilgi bedavadır. Kimsenin malı da değildir. Bu bilginin ne kadar kolay elde edildiğini göstermektedir. Kimsenin tekelinde değildir. Dileyen dilediği kadar edinir ve dilediği kadar biriktirir. Bilgi edinen biri bilgisi olmayan biri bir olmaz. Bilgi insanı insan eder. Bileni sultan eder. Bilginin sultanı olan insanlarında sultanı olur. Bilen biri ile bilmeyen biri bir olmaz. Aristo bilgi sefinesinin ilk kaptanıdır. O tarihin ilk öğretmenidir. Aristo," Kalbi eğitmeden aklı eğitmek eğitim değildir. Vicdan olmadan bilgi sahibi olmak tehlikelidir" der. Aristo mutluluk orta yoldur demektedir. Orta yol ifrat ve tefrit arasındaki orta yoldur. Cimrilikle bol kese arasındaki orta yol cömertliktir. Korkaklıkla gözü kara olmak arasındaki orta yol ise cesarettir. Orta yol erdemdir ve mutluluktur. Tarih filozoflarla doludur ve onların çok ilginç hayatları vardır. Tarihin ikinci öğretmeni ise Farabi'dir. Farabi bir Türk filozofudur. Farabi'ye göre bilgi insanı düşündürür ve mutlu eder. Pratik bilgi ise insanı yaratıcı yapar. Yaratılışın amacı mutluluktur. İnsan toplumsal bir varlıktır. İnsan yaşayabilmek için başka insanlara ihtiyaç duyar. Şehir insanın mutlu olduğu yerdir. Yöneticilik liyakat işidir. Yönetici filozof olmalıdır. İnsanların birbirine yardım ettiği şehir mutlu şehirdir. Farabi insanlık tarihini aydınlatan bir Türk filozofudur. Filozof bir çocuğu sevmek gibi bilgiyi sever. Ona göre çocuk sevimli olduğu için sevilir. Bilgi de sevimli olduğu için bir filozof onu sevmektedir. O bir çocuk misali bilgiyi oyun oynar gibi edinir. Onun oyuncakları fikir ve düşüncedir. O düşününce var oluyor. Ona göre düşünmek bir varoluş biçimidir. Bu nedenle Descartes," Düşünüyorum o halde varım" demiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 129,50 | 129,50 |
3 | 47,17 | 141,52 |
6 | 24,91 | 149,43 |
9 | 17,48 | 157,36 |
12 | 13,77 | 165,25 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 129,50 | 129,50 |
3 | 47,17 | 141,52 |
6 | 24,91 | 149,43 |
9 | 17,48 | 157,36 |
12 | 13,77 | 165,25 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 129,50 | 129,50 |
3 | 47,17 | 141,52 |
6 | 24,91 | 149,43 |
9 | 17,48 | 157,36 |
12 | 13,77 | 165,25 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 129,50 | 129,50 |
3 | 47,17 | 141,52 |
6 | 24,91 | 149,43 |
9 | 17,48 | 157,36 |
12 | 13,77 | 165,25 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 129,50 | 129,50 |
3 | 47,17 | 141,52 |
6 | 24,91 | 149,43 |
9 | 17,48 | 157,36 |
12 | 13,77 | 165,25 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 129,50 | 129,50 |
3 | 47,17 | 141,52 |
6 | 24,91 | 149,43 |
9 | 17,48 | 157,36 |
12 | 13,77 | 165,25 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 129,50 | 129,50 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Filozof salıncakta salınan bir çocuğun oynamayı sevdiği gibi bilgi beşiğinde gidip gelmektedir. O bilgi denizinde bir gelgittir. Kıyıya vurur ve tekrar geri gider. Denizlerdeki mercanlardan haberler getirir. Denizlerde definelere yolculuk yapar. Bilgi hazinesinden elmaslar taşır suyun kenarına. O kıyıya vuran bilgi dalgasıdır. Bilgi onun hayat macerasıdır. Bir maceradan öbürüne koşar ve koştukça koşar. O bilgiyi deniz suyu gibi içer. İçtikçe susuzluğu artar. Bu nedenle bilgiye doymaz. Arşimet hamamda banyo yaparken su tasını suya bırakmaktadır. Birde ne görsün banyo tası suyun üzerinde yüzmektedir. Bunu gören Arşimet bağırarak buldum der ve koşar. Bağırır ve haykırır bulduğunu söyler. Arşimet bu tas suya batmadı der ve su bu tası kaldırdığı için batmadığını saptar. O suyun kaldırma kuvvetini bulmuştur. Bu onun bulduğu maden havzasındaki elmastır. Bunu parasız olarak herkese dağıtmaktadır. Bu nedenle bilgi bedavadır. Kimsenin malı da değildir. Bu bilginin ne kadar kolay elde edildiğini göstermektedir. Kimsenin tekelinde değildir. Dileyen dilediği kadar edinir ve dilediği kadar biriktirir. Bilgi edinen biri bilgisi olmayan biri bir olmaz. Bilgi insanı insan eder. Bileni sultan eder. Bilginin sultanı olan insanlarında sultanı olur. Bilen biri ile bilmeyen biri bir olmaz. Aristo bilgi sefinesinin ilk kaptanıdır. O tarihin ilk öğretmenidir. Aristo," Kalbi eğitmeden aklı eğitmek eğitim değildir. Vicdan olmadan bilgi sahibi olmak tehlikelidir" der. Aristo mutluluk orta yoldur demektedir. Orta yol ifrat ve tefrit arasındaki orta yoldur. Cimrilikle bol kese arasındaki orta yol cömertliktir. Korkaklıkla gözü kara olmak arasındaki orta yol ise cesarettir. Orta yol erdemdir ve mutluluktur. Tarih filozoflarla doludur ve onların çok ilginç hayatları vardır. Tarihin ikinci öğretmeni ise Farabi'dir. Farabi bir Türk filozofudur. Farabi'ye göre bilgi insanı düşündürür ve mutlu eder. Pratik bilgi ise insanı yaratıcı yapar. Yaratılışın amacı mutluluktur. İnsan toplumsal bir varlıktır. İnsan yaşayabilmek için başka insanlara ihtiyaç duyar. Şehir insanın mutlu olduğu yerdir. Yöneticilik liyakat işidir. Yönetici filozof olmalıdır. İnsanların birbirine yardım ettiği şehir mutlu şehirdir. Farabi insanlık tarihini aydınlatan bir Türk filozofudur. Filozof bir çocuğu sevmek gibi bilgiyi sever. Ona göre çocuk sevimli olduğu için sevilir. Bilgi de sevimli olduğu için bir filozof onu sevmektedir. O bir çocuk misali bilgiyi oyun oynar gibi edinir. Onun oyuncakları fikir ve düşüncedir. O düşününce var oluyor. Ona göre düşünmek bir varoluş biçimidir. Bu nedenle Descartes," Düşünüyorum o halde varım" demiştir.