Geçmiş Zamanların, Mekanların ve Hatırlamaların Rafında Kadıköy'ün Kitabı

Stok Kodu:
9786051551159
Boyut:
17x24
Sayfa Sayısı:
316
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2018-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
280,00TL
210,00TL
Taksitli fiyat: 12 x 22,33TL
Havale/EFT ile: 205,80TL
Temin süresi 6 gündür.
9786051551159
549423
Geçmiş Zamanların, Mekanların ve Hatırlamaların Rafında Kadıköy'ün Kitabı
Geçmiş Zamanların, Mekanların ve Hatırlamaların Rafında Kadıköy'ün Kitabı
210.00

“Kaybolan Selamiçeşme’de unutulmaz simalar vardı ki, bunlardan biri Şişman Yanko idi. Asıl adı Yanko Ananyadis’ti. Tuhafiye işi ile uğraşırdı. Her türlü yünlü, peştamal, Amerikan bezi, ama ille de Selanik işi yünlü fanilalar satardı. Evinin bahçesinde o da üzümler yetiştirir, Rumların pek çoğu gibi, bunları satmaz, şarap yapardı. 1930’da Yanko Yunanistan’ın yolunu tuttu. Köşkün yeni yaşamı, Tevfik Sabuncu Bey ailesine açılıyordu. Ne var ki, bu ailenin yaşantısı Yanko’nunki kadar keyifle örülü olamadı. Tevfik Bey’in oğlu Orhan gırtlak tüberkülozundan dayanılmaz acılar çekiyordu ve hemen hemen hiçbir şeyi yiyemiyordu. Evin tüm neşesi sönüktü. Hatta rivayet olunur ki, bir bayram günü bahçenin cadde tarafındaki avlusuna her vakitki mahzunluğuyla oturmuş ve “ah!” demişti, “kurbanda kavurmalar mis gibi kokar, hiç olmazsa bir iki lokma yiyebilseydim…” Orhan, aynı yıl köşkün bahçesine de, bu dünyaya da veda edecekti…”

“Kızıltoprak’a giderken, Kadıköy İstanbul Anadolu Lisesi’nin bulunduğu yere yakın, semtin bu cümbüşlü, dünyevi havasıyla iç içe, bir dergâh yer alırdı: Mecidiye Dergâhı. Avlusu kırmızı tuğladan bir yapıydı. Bahçe kapısının iki tarafında birer çeşme vardı. Bahçede ulu ağaçlar olmayıp, erik, armut, ayva ağaçları gelişigüzel dağılmışlardı. Bahçenin ilerisinde küçük bir de mezarlık mevcuttu. 1925’te tekkeler kanununca kapatıldıktan sonra, Mecidiye Dergâhı iyice bakımsız bir hal aldı. Önce mezarlık sökülüp yerine bir apartman dikildi. Bu apartmanın üçüncü katında oturan Mecidiye Dergâhı’nın son şeyhi Yusuf Fahri Baba (12.01.1891 – 12.12.1967), 1965 yılı itibariyle damı çökmüş haldeki dergâhı seyreder ve “O da bizim gibi çöküyor” derdi. Bugün dergâhtan geriye hiçbir şey kalmadı…”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
3 76,50    229,49   
6 40,39    242,32   
9 28,35    255,17   
12 22,33    267,98   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
3 76,50    229,49   
6 40,39    242,32   
9 28,35    255,17   
12 22,33    267,98   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
3 76,50    229,49   
6 40,39    242,32   
9 28,35    255,17   
12 22,33    267,98   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
3 76,50    229,49   
6 40,39    242,32   
9 28,35    255,17   
12 22,33    267,98   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
3 76,50    229,49   
6 40,39    242,32   
9 28,35    255,17   
12 22,33    267,98   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
3 76,50    229,49   
6 40,39    242,32   
9 28,35    255,17   
12 22,33    267,98   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 210,00    210,00   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
12 -    -   

“Kaybolan Selamiçeşme’de unutulmaz simalar vardı ki, bunlardan biri Şişman Yanko idi. Asıl adı Yanko Ananyadis’ti. Tuhafiye işi ile uğraşırdı. Her türlü yünlü, peştamal, Amerikan bezi, ama ille de Selanik işi yünlü fanilalar satardı. Evinin bahçesinde o da üzümler yetiştirir, Rumların pek çoğu gibi, bunları satmaz, şarap yapardı. 1930’da Yanko Yunanistan’ın yolunu tuttu. Köşkün yeni yaşamı, Tevfik Sabuncu Bey ailesine açılıyordu. Ne var ki, bu ailenin yaşantısı Yanko’nunki kadar keyifle örülü olamadı. Tevfik Bey’in oğlu Orhan gırtlak tüberkülozundan dayanılmaz acılar çekiyordu ve hemen hemen hiçbir şeyi yiyemiyordu. Evin tüm neşesi sönüktü. Hatta rivayet olunur ki, bir bayram günü bahçenin cadde tarafındaki avlusuna her vakitki mahzunluğuyla oturmuş ve “ah!” demişti, “kurbanda kavurmalar mis gibi kokar, hiç olmazsa bir iki lokma yiyebilseydim…” Orhan, aynı yıl köşkün bahçesine de, bu dünyaya da veda edecekti…”

“Kızıltoprak’a giderken, Kadıköy İstanbul Anadolu Lisesi’nin bulunduğu yere yakın, semtin bu cümbüşlü, dünyevi havasıyla iç içe, bir dergâh yer alırdı: Mecidiye Dergâhı. Avlusu kırmızı tuğladan bir yapıydı. Bahçe kapısının iki tarafında birer çeşme vardı. Bahçede ulu ağaçlar olmayıp, erik, armut, ayva ağaçları gelişigüzel dağılmışlardı. Bahçenin ilerisinde küçük bir de mezarlık mevcuttu. 1925’te tekkeler kanununca kapatıldıktan sonra, Mecidiye Dergâhı iyice bakımsız bir hal aldı. Önce mezarlık sökülüp yerine bir apartman dikildi. Bu apartmanın üçüncü katında oturan Mecidiye Dergâhı’nın son şeyhi Yusuf Fahri Baba (12.01.1891 – 12.12.1967), 1965 yılı itibariyle damı çökmüş haldeki dergâhı seyreder ve “O da bizim gibi çöküyor” derdi. Bugün dergâhtan geriye hiçbir şey kalmadı…”

Kapat