Gökyüzünün Tavanında Uçmak

Hep aynı oyunu oynayarak farklı bir şey öğrenebilir miydik? “Hayııırrr” sesini duyar gibiyim. O halde bizde daha farklı bir şekilde oynayalım. Havalimanı veya kalkış saati olmayan kâğıttan bir uçakla olaya farklı bir şekilde bakmaya çalışacağız. Plansız bir şekilde ne zaman düşeceği ne zaman uçacağı belli olmayan bu uçakla küçük bir oyun oynayacaktı Marla. Hep en uzağa uçurmak istediği uçağı gerçekten plansız bir şekilde uçtuğunda sonuçların ne olacağından habersizdi. Plansız yapılan her yükseliş,  her adım belirsizlikle sonuçlanacaktı. Camdan bakarken kuş seslerini duymuştu hep ağaç yapraklarının bir bir daldan düşüşüne şahit olmuştu. Uçağın düşüşünün de rüzgâr bir hışımla savurduktan sonra görecekti. Kapının dışındaki dünya çok farklıydı. Oyun aynı sonucu farklı olmuştu. Her denemede iyi şeyler yaşamayabiliriz. Olur ya bazen sonuçlar hüzünlü olur yapmasaydım keşke diye bir iç çekeriz. Unutmamalı ki uçağı atmadan nereye düşeceğini göremeyiz. Bu yüzden harekete geçmeliyiz. Çocuklarımıza ilk denemede pes etmeyi değil, başarana kadar denemelerini aşılamalıyız ta ki oyun bitene kadar. Oyun bittiğinde belki üzüleceğiz ya da umduğumuz gibi olmayacak ama bir gün daha iyisi olacak buna eminim.