İstanbul'un Geçmiş Günlerinde Yeme İçme

Stok Kodu:
9789750749070
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
440
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2022-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
335,00TL
251,25TL
Taksitli fiyat: 12 x 26,72TL
Havale/EFT ile: 246,23TL
Temin süresi 6 gündür.
9789750749070
469147
İstanbul'un Geçmiş Günlerinde Yeme İçme
İstanbul'un Geçmiş Günlerinde Yeme İçme
251.25

Sermet Muhtar Alus, yazdığı bini aşkın yazıyla okurlarına hep bir şehrin, genellikle de 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başları arasındaki döneminin hayatını anlatmış bir yazardır; sık kullandığı tabirle “eski İstanbul”un yazarı. Önce Meşrutiyet, sonra da Cumhuriyet’i sadece birer rejim değişikliği gibi değil, toplum hayatındaki büyük dönüşümler olarak yaşamış birkaç kuşaktan okura, çok da eski olmayan “eskiler”in hoşluk ve acayipliklerini anlatarak ekmeğini kazanmış bir yazar.
 
Çoğu ilk defa kitaplaşan bu yazılarında Alus’un son derece eğlenceli kılavuzluğuyla turumuza önce İstanbul’un lokanta, meyhane, mesire yeri, börekçi gibi mekânlarını ziyaret ederek başlıyoruz. Müslümanların iftar ve bayram sofralarına, Hıristiyanların panayırlarına uğradıktan sonra sokaktan insan hikâyelerini dinliyoruz. Et ve balık yemeklerinin ardından bostanlara, meyve bahçelerine dalıp maruldan pırasaya, üzümden portakala onlarca sebze ile meyvenin birbirinden hoş ayrıntılarla dolu “monografi”lerini okuyoruz. İstanbul’un bu bostanlar ve bahçeler sayesinde enikonu kendine yeten bir şehir olduğunu da görüyoruz içimiz sızlayarak. Karakulak’tan Hamidiye’ye şehrin suları etrafında oluşan mesire kültürünü ballandıra ballandıra anlatan bu hünerli hikâye anlatıcısı eşliğinde tatlılar ve kuruyemişleri de tattıktan sonra İstanbul’un geçmiş günlerinde rakı, şarap, bira, çay, kahve ve nargile gibi mükeyyifatın keyfini çıkararak turumuzu sonlandırıyoruz.
 
Alus’un dilinin zenginliğine, olağanüstü kulak hafızasına, hemen her kesimin gündelik konuşma ve düşünme tarzlarını inanılmaz bir detaycılıkla hatırlayıp muzip mizah duygusuyla aktarabilmesine duyduğumuz hayranlık kalıyor aklımızda.

Erdir Zat da kitaba yazdığı sunuşta Alus’un bu güzel yazılarının satır aralarından yola çıkarak önemli noktalara dikkat çekiyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 251,25    251,25   
3 91,52    274,57   
6 48,32    289,92   
9 33,92    305,29   
12 26,72    320,62   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 251,25    251,25   
3 91,52    274,57   
6 48,32    289,92   
9 33,92    305,29   
12 26,72    320,62   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 251,25    251,25   
3 91,52    274,57   
6 48,32    289,92   
9 33,92    305,29   
12 26,72    320,62   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 251,25    251,25   
3 91,52    274,57   
6 48,32    289,92   
9 33,92    305,29   
12 26,72    320,62   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 251,25    251,25   
3 91,52    274,57   
6 48,32    289,92   
9 33,92    305,29   
12 26,72    320,62   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 251,25    251,25   
3 91,52    274,57   
6 48,32    289,92   
9 33,92    305,29   
12 26,72    320,62   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 251,25    251,25   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
12 -    -   

Sermet Muhtar Alus, yazdığı bini aşkın yazıyla okurlarına hep bir şehrin, genellikle de 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başları arasındaki döneminin hayatını anlatmış bir yazardır; sık kullandığı tabirle “eski İstanbul”un yazarı. Önce Meşrutiyet, sonra da Cumhuriyet’i sadece birer rejim değişikliği gibi değil, toplum hayatındaki büyük dönüşümler olarak yaşamış birkaç kuşaktan okura, çok da eski olmayan “eskiler”in hoşluk ve acayipliklerini anlatarak ekmeğini kazanmış bir yazar.
 
Çoğu ilk defa kitaplaşan bu yazılarında Alus’un son derece eğlenceli kılavuzluğuyla turumuza önce İstanbul’un lokanta, meyhane, mesire yeri, börekçi gibi mekânlarını ziyaret ederek başlıyoruz. Müslümanların iftar ve bayram sofralarına, Hıristiyanların panayırlarına uğradıktan sonra sokaktan insan hikâyelerini dinliyoruz. Et ve balık yemeklerinin ardından bostanlara, meyve bahçelerine dalıp maruldan pırasaya, üzümden portakala onlarca sebze ile meyvenin birbirinden hoş ayrıntılarla dolu “monografi”lerini okuyoruz. İstanbul’un bu bostanlar ve bahçeler sayesinde enikonu kendine yeten bir şehir olduğunu da görüyoruz içimiz sızlayarak. Karakulak’tan Hamidiye’ye şehrin suları etrafında oluşan mesire kültürünü ballandıra ballandıra anlatan bu hünerli hikâye anlatıcısı eşliğinde tatlılar ve kuruyemişleri de tattıktan sonra İstanbul’un geçmiş günlerinde rakı, şarap, bira, çay, kahve ve nargile gibi mükeyyifatın keyfini çıkararak turumuzu sonlandırıyoruz.
 
Alus’un dilinin zenginliğine, olağanüstü kulak hafızasına, hemen her kesimin gündelik konuşma ve düşünme tarzlarını inanılmaz bir detaycılıkla hatırlayıp muzip mizah duygusuyla aktarabilmesine duyduğumuz hayranlık kalıyor aklımızda.

Erdir Zat da kitaba yazdığı sunuşta Alus’un bu güzel yazılarının satır aralarından yola çıkarak önemli noktalara dikkat çekiyor.

Kapat