“Yaprakların sarardığı, turşuların kurulduğu, kışlık buğday için tarlalara öküz koşulmaya başlandığı bir vakitte; çimenlerin üzerine düşen kırağıların parıldadığı erken bir saatte, Kalaycı Hilmi kaputuna bürünmüş bir halde, eşeğiyle kasabaya girdi.
Fırıncılar sıcak somunları raflara dizmiş, kahvehaneciler çayı demlemiş, semerci, kasap, çapulacı, nalbur, bakkal-çakkal ve daha nicesi dükkânlarını açmıştı.
Söz artık onundu.
“Sene 1330…
O yıllar sırım gibi delikanlıydım. Yürüdüğümde yer sarsılırdı. Mermimi yiyen iflah olmaz, yumruğumu yiyen ayakta duramazdı. Taşı sıksam suyunu çıkarırdım. Balyemez topunu bir gümbürdettim mi yer gök sarsılırdı…”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 87,50 | 87,50 |
3 | 31,87 | 95,62 |
6 | 16,83 | 100,97 |
9 | 11,81 | 106,32 |
12 | 9,30 | 111,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 87,50 | 87,50 |
3 | 31,87 | 95,62 |
6 | 16,83 | 100,97 |
9 | 11,81 | 106,32 |
12 | 9,30 | 111,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 87,50 | 87,50 |
3 | 31,87 | 95,62 |
6 | 16,83 | 100,97 |
9 | 11,81 | 106,32 |
12 | 9,30 | 111,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 87,50 | 87,50 |
3 | 31,87 | 95,62 |
6 | 16,83 | 100,97 |
9 | 11,81 | 106,32 |
12 | 9,30 | 111,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 87,50 | 87,50 |
3 | 31,87 | 95,62 |
6 | 16,83 | 100,97 |
9 | 11,81 | 106,32 |
12 | 9,30 | 111,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 87,50 | 87,50 |
3 | 31,87 | 95,62 |
6 | 16,83 | 100,97 |
9 | 11,81 | 106,32 |
12 | 9,30 | 111,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 87,50 | 87,50 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
“Yaprakların sarardığı, turşuların kurulduğu, kışlık buğday için tarlalara öküz koşulmaya başlandığı bir vakitte; çimenlerin üzerine düşen kırağıların parıldadığı erken bir saatte, Kalaycı Hilmi kaputuna bürünmüş bir halde, eşeğiyle kasabaya girdi.
Fırıncılar sıcak somunları raflara dizmiş, kahvehaneciler çayı demlemiş, semerci, kasap, çapulacı, nalbur, bakkal-çakkal ve daha nicesi dükkânlarını açmıştı.
Söz artık onundu.
“Sene 1330…
O yıllar sırım gibi delikanlıydım. Yürüdüğümde yer sarsılırdı. Mermimi yiyen iflah olmaz, yumruğumu yiyen ayakta duramazdı. Taşı sıksam suyunu çıkarırdım. Balyemez topunu bir gümbürdettim mi yer gök sarsılırdı…”