Son yüzyıl içinde Ülkemizde isminden en fazla söz edilen ve eserlerinden istifade edilen İslam âlimlerinden biri Bediüzzaman Said Nursi'dir. Kendisi 1876-1960 yıllan arasında yaşamış ve arkasında "Risale-i Nur Külliyatı" adıyla muhteşem bir tefsir bırakmıştır. Eserleri başta Arapça ve İngilizce olarak elliden fazla dile tercüme edilmiştir ve büyük bir ilgiyle okunmaktadır. Muhâkemât. 1910 - 1911 yıllarında Bediüzzaman in "Eski Said" tabir ettiği dönemde hem Arapça hem de Türkçe olarak telif ettiği bir eserdir. "Tefsire giriş" olarak yazıldığı cihetle. "Bir usûl kitabıdır," Arapça olanı. Türkçe olana nispetle daha vecizdir. Muhâkemât, bir Tefsir Usûlü kitabıdır. Hemen her ilmin esaslarının ele alındığı usûl çalışmaları da olur. "Vusulsüzlüğümüz usûlsüzlüğümüzdendir" denilir. Yani hedefe varamayışımız, usûlüne uygun hareket etmeyişimizdendir. Usûl bilgileri, binanın temeline veya agaçların köklerine benzer.
Temel sağlam olmazsa bina çöker. Ağacın kökü sağlam değilse, meyveleri ya hiç olmaz veya cılız olur.
Bediüzzaman, Muhâkemât'ın başında, bu eserini şöyle takdim eder:
Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi veyahut Saykalü'l- İslâmiyet. .
Kanaatimizce Bediüzzaman’ın
- "Mariz bir asır" dediği, ahir zamanın dehşetli fitneleri içindeki kendi
bulunduğu zaman ve devamı,
- "Hasta bir unsur", medrese sistemi
- ve "Alîl bir uzuv" ise akıl olabilir.
Eserin Arapça olanı "Saykalü'l-İslâmiyet" şeklinde ifade edilmiştir.
Saykal kelimesi "cila, özellikle kılıcı bileme ve parlatma işlemi" anlamına gelir. Yani bu eser İslamiyet'in cilasıdır. 14 asırlık uzun zaman dilimi içinde İslam kılıcı üzerinde birtakım hurafeler, vehimler ve hayaller toz gibi birikmiştir. Bu eser, bu tozlan silecek esasları ihtiva etmektedir. Bu eserin bir başka ismi "Reçetetü'l- ulema" yani âlimlere bir reçetedir. Medrese ilimleriyle meşgul olan zatlar, "Lafızperestlik. âlet ilimlerini asıl ilimlere tercih etmek, mecazı hakikat zannetmek..." gibi bazı hastalıklara yakalanabilmededir. Bu eserde bu tür hastalıkların reçetesi sunulmuştur. Bediüzzaman medrese geleneğinden gelen bir âlimdir. Medreselerle ilgili
bu eserde nazara verdiği problemler günümüz medreselerinin ve eğitmcilerinin hala devam edegelen meseleleridir.
Ülkemizde Tefsirle ilgili çalışmaların gittikçe artması, son derece sevindirici bir durumdur. Ama iyi bir Tefsir Usûlü bilgisine sahip olmadan âyetleri sağlıklı bir şekilde değerlendirmek mümkün değildir. Dolayısıyla. 20. Yüzyılın başlarında yazılan bu kıymetli eser, günümüz insanına da son derece kıymetli mesajlar sunmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 650,25 | 650,25 |
3 | 236,86 | 710,59 |
6 | 125,05 | 750,32 |
9 | 87,79 | 790,12 |
12 | 69,15 | 829,78 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 650,25 | 650,25 |
3 | 236,86 | 710,59 |
6 | 125,05 | 750,32 |
9 | 87,79 | 790,12 |
12 | 69,15 | 829,78 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 650,25 | 650,25 |
3 | 236,86 | 710,59 |
6 | 125,05 | 750,32 |
9 | 87,79 | 790,12 |
12 | 69,15 | 829,78 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 650,25 | 650,25 |
3 | 236,86 | 710,59 |
6 | 125,05 | 750,32 |
9 | 87,79 | 790,12 |
12 | 69,15 | 829,78 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 650,25 | 650,25 |
3 | 236,86 | 710,59 |
6 | 125,05 | 750,32 |
9 | 87,79 | 790,12 |
12 | 69,15 | 829,78 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 650,25 | 650,25 |
3 | 236,86 | 710,59 |
6 | 125,05 | 750,32 |
9 | 87,79 | 790,12 |
12 | 69,15 | 829,78 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 650,25 | 650,25 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Son yüzyıl içinde Ülkemizde isminden en fazla söz edilen ve eserlerinden istifade edilen İslam âlimlerinden biri Bediüzzaman Said Nursi'dir. Kendisi 1876-1960 yıllan arasında yaşamış ve arkasında "Risale-i Nur Külliyatı" adıyla muhteşem bir tefsir bırakmıştır. Eserleri başta Arapça ve İngilizce olarak elliden fazla dile tercüme edilmiştir ve büyük bir ilgiyle okunmaktadır. Muhâkemât. 1910 - 1911 yıllarında Bediüzzaman in "Eski Said" tabir ettiği dönemde hem Arapça hem de Türkçe olarak telif ettiği bir eserdir. "Tefsire giriş" olarak yazıldığı cihetle. "Bir usûl kitabıdır," Arapça olanı. Türkçe olana nispetle daha vecizdir. Muhâkemât, bir Tefsir Usûlü kitabıdır. Hemen her ilmin esaslarının ele alındığı usûl çalışmaları da olur. "Vusulsüzlüğümüz usûlsüzlüğümüzdendir" denilir. Yani hedefe varamayışımız, usûlüne uygun hareket etmeyişimizdendir. Usûl bilgileri, binanın temeline veya agaçların köklerine benzer.
Temel sağlam olmazsa bina çöker. Ağacın kökü sağlam değilse, meyveleri ya hiç olmaz veya cılız olur.
Bediüzzaman, Muhâkemât'ın başında, bu eserini şöyle takdim eder:
Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi veyahut Saykalü'l- İslâmiyet. .
Kanaatimizce Bediüzzaman’ın
- "Mariz bir asır" dediği, ahir zamanın dehşetli fitneleri içindeki kendi
bulunduğu zaman ve devamı,
- "Hasta bir unsur", medrese sistemi
- ve "Alîl bir uzuv" ise akıl olabilir.
Eserin Arapça olanı "Saykalü'l-İslâmiyet" şeklinde ifade edilmiştir.
Saykal kelimesi "cila, özellikle kılıcı bileme ve parlatma işlemi" anlamına gelir. Yani bu eser İslamiyet'in cilasıdır. 14 asırlık uzun zaman dilimi içinde İslam kılıcı üzerinde birtakım hurafeler, vehimler ve hayaller toz gibi birikmiştir. Bu eser, bu tozlan silecek esasları ihtiva etmektedir. Bu eserin bir başka ismi "Reçetetü'l- ulema" yani âlimlere bir reçetedir. Medrese ilimleriyle meşgul olan zatlar, "Lafızperestlik. âlet ilimlerini asıl ilimlere tercih etmek, mecazı hakikat zannetmek..." gibi bazı hastalıklara yakalanabilmededir. Bu eserde bu tür hastalıkların reçetesi sunulmuştur. Bediüzzaman medrese geleneğinden gelen bir âlimdir. Medreselerle ilgili
bu eserde nazara verdiği problemler günümüz medreselerinin ve eğitmcilerinin hala devam edegelen meseleleridir.
Ülkemizde Tefsirle ilgili çalışmaların gittikçe artması, son derece sevindirici bir durumdur. Ama iyi bir Tefsir Usûlü bilgisine sahip olmadan âyetleri sağlıklı bir şekilde değerlendirmek mümkün değildir. Dolayısıyla. 20. Yüzyılın başlarında yazılan bu kıymetli eser, günümüz insanına da son derece kıymetli mesajlar sunmaktadır.