Muhtıradan Darbeye Türkiye’de Siyasetin Açıklamalı Kronolojisi (1971-1982)

Stok Kodu:
9789750408526
Boyut:
15x23
Sayfa Sayısı:
416
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%15 indirimli
350,00TL
297,50TL
Taksitli fiyat: 12 x 31,64TL
Havale/EFT ile: 291,55TL
Temin süresi 6 gündür.
9789750408526
451134
Muhtıradan Darbeye
Muhtıradan Darbeye Türkiye’de Siyasetin Açıklamalı Kronolojisi (1971-1982)
297.50

“Bu olağanüstü dönemde...” tümcesi, Türkiye siyasetinin en çok kullanı­lan kalıplarından biri, belki birincisidir. Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti tarihi, bir anlamda olağanüstü olaylar ve dönemler tarihidir.

Bu kitap Türkiye'nin son yarım yüzyılının başında böyle bir döneme, 1971-1982 arasında yaşananlara ışık tutmayı amaçlıyor. Bu -yaklaşık- on yıl, 12 Mart 1971 Muhtırasıyla başlayan, 12 Eylül 1980 Darbesi'ne uzanan, nihayet 1982 Anayasası'yla süreklilik kazanan ‘gerçekten olağanüstü' bir dönem.

“… 12 Mart 1971 Muhtırası anayasanın öngördüğü reformların gerçekleştirilmesinden söz ediyordu; oysa bu alanda hemen hiç adım atılamadı. Tam tersine, rejim otoriterleşti; hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getirildi.

12 Eylül 1980 darbesi ise, binlerce insanın canına kıyıldığı tuzakların acımasız ortamında anayasayı bütünüyle yürürlükten kaldırdı. Cuntanın keyfince oluşturulan ‘Danışma' Meclisi, son şeklini 5 generalin verdiği yeni bir anayasa hazırladı. Özgürlükleri ve örgütlenmeyi devlet için tehlikeli sayan yeni metin, karşı görüşlerin yasaklı olduğu bir kampanya sonunda ezici çoğunlukla kabul edildi.

Böylece, 12 Mart 1971'de çıkılan yolun sonuna gelinmiş oldu; ülke, yöntemi, felsefesi, dili, içeriği 1961'in çok gerisinde yeni bir hukukla yönetilmeye başlandı.

20. yüzyılın son çeyreğinde yürürlüğe giren bu metin, süreç içinde bazı değişikliklere uğradı. Ancak Türkiye siyaseti, evrensel demokrasi ilkelerine uygun, çoğulcu, katılımcı, bütünüyle yeni bir ‘toplumsal sözleşme' yapmayı başaramadı.

Siyasetin onyıllardır süregelen bir vahim ihmali, Türkiye'yi, 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde daha da geriye dönük arayışlar ve ‘buyruğu hukuk sanan' otokratik anlayışlarla yüz yüze getirdi…”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,50    297,50   
3 108,37    325,11   
6 57,21    343,29   
9 40,17    361,49   
12 31,64    379,64   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,50    297,50   
3 108,37    325,11   
6 57,21    343,29   
9 40,17    361,49   
12 31,64    379,64   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,50    297,50   
3 108,37    325,11   
6 57,21    343,29   
9 40,17    361,49   
12 31,64    379,64   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,50    297,50   
3 108,37    325,11   
6 57,21    343,29   
9 40,17    361,49   
12 31,64    379,64   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,50    297,50   
3 108,37    325,11   
6 57,21    343,29   
9 40,17    361,49   
12 31,64    379,64   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,50    297,50   
3 108,37    325,11   
6 57,21    343,29   
9 40,17    361,49   
12 31,64    379,64   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,50    297,50   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
12 -    -   

“Bu olağanüstü dönemde...” tümcesi, Türkiye siyasetinin en çok kullanı­lan kalıplarından biri, belki birincisidir. Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti tarihi, bir anlamda olağanüstü olaylar ve dönemler tarihidir.

Bu kitap Türkiye'nin son yarım yüzyılının başında böyle bir döneme, 1971-1982 arasında yaşananlara ışık tutmayı amaçlıyor. Bu -yaklaşık- on yıl, 12 Mart 1971 Muhtırasıyla başlayan, 12 Eylül 1980 Darbesi'ne uzanan, nihayet 1982 Anayasası'yla süreklilik kazanan ‘gerçekten olağanüstü' bir dönem.

“… 12 Mart 1971 Muhtırası anayasanın öngördüğü reformların gerçekleştirilmesinden söz ediyordu; oysa bu alanda hemen hiç adım atılamadı. Tam tersine, rejim otoriterleşti; hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getirildi.

12 Eylül 1980 darbesi ise, binlerce insanın canına kıyıldığı tuzakların acımasız ortamında anayasayı bütünüyle yürürlükten kaldırdı. Cuntanın keyfince oluşturulan ‘Danışma' Meclisi, son şeklini 5 generalin verdiği yeni bir anayasa hazırladı. Özgürlükleri ve örgütlenmeyi devlet için tehlikeli sayan yeni metin, karşı görüşlerin yasaklı olduğu bir kampanya sonunda ezici çoğunlukla kabul edildi.

Böylece, 12 Mart 1971'de çıkılan yolun sonuna gelinmiş oldu; ülke, yöntemi, felsefesi, dili, içeriği 1961'in çok gerisinde yeni bir hukukla yönetilmeye başlandı.

20. yüzyılın son çeyreğinde yürürlüğe giren bu metin, süreç içinde bazı değişikliklere uğradı. Ancak Türkiye siyaseti, evrensel demokrasi ilkelerine uygun, çoğulcu, katılımcı, bütünüyle yeni bir ‘toplumsal sözleşme' yapmayı başaramadı.

Siyasetin onyıllardır süregelen bir vahim ihmali, Türkiye'yi, 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde daha da geriye dönük arayışlar ve ‘buyruğu hukuk sanan' otokratik anlayışlarla yüz yüze getirdi…”

Kapat