Orijinal adı Havadisü’d-Dımışk el-Yevmiyye olan ve Berber Bediri’nin Günlüğü adıyla okuyucuya sunulan bu metin; bugün yanı başımızda oluk oluk kanların aktığı, çok acı dramların yaşandığı, Suriye topraklarının 18 yüzyıldaki bir kesitine günlük gazete haberleri gibi ışık tutan tarihi bir belgedir. O günlerde de talihsiz Şam’ın başında bir Esat var: Bakın Berber Bedirî ne diyor:
“Esat Paşa, yığınlarla buğdayları ve malları yağmalayıp topladıktan sonra, Sayda Paşası Mehmet Paşa teşrif etti. Bu Sayda Paşası Mehmet Paşa, insanlar ve devran hakkında tecrübeli, yaşlı bir insan idi. Esat Paşa, kendisini izzet ve ikramla karşıladı ve Dürzilerin bu hareketleri hakkında şikâyette bulundu. Bu durum için kendisine yardımcı olmasını istedi. Mehmet Paşa ise, Esat Paşa'yı Dürzilere karşı giriştiği askeri harekâttan dolayı kınadı ve Dürzileri öldürmekten vazgeçmesini emretti. Esat Paşa'ya dedi ki senin bu hareketin hem senin hem de benim aleyhime dönüşüp başımızı yiyecek.
Senin bu yaptıklarına Devlet-i Aliyye razı olmaz. Çünkü Devlet-i Aliyye, beldelerin (şehirlerin) imarını istiyor. Halka zulmetmekten ve halkı ayaklandırmaktan nefret eder. Devlet-i Aliyye bir gün içinde, buraya on tane vezir göndermeye kadirdir; fakat on senede, buradaki harap bir köyü ihya etmeye gücü yetmez. Bu sebeple, benim hatırım için onlarla tekrar barış, onlardan alacağını al ve onların evlatlarını koyver. Esat Paşa, Dürzilerin ileri gelenlerinin evlatlarını kalede hapsetmişti (s. 92)”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,50 | 127,50 |
3 | 46,44 | 139,33 |
6 | 24,52 | 147,12 |
9 | 17,21 | 154,93 |
12 | 13,56 | 162,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,50 | 127,50 |
3 | 46,44 | 139,33 |
6 | 24,52 | 147,12 |
9 | 17,21 | 154,93 |
12 | 13,56 | 162,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,50 | 127,50 |
3 | 46,44 | 139,33 |
6 | 24,52 | 147,12 |
9 | 17,21 | 154,93 |
12 | 13,56 | 162,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,50 | 127,50 |
3 | 46,44 | 139,33 |
6 | 24,52 | 147,12 |
9 | 17,21 | 154,93 |
12 | 13,56 | 162,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,50 | 127,50 |
3 | 46,44 | 139,33 |
6 | 24,52 | 147,12 |
9 | 17,21 | 154,93 |
12 | 13,56 | 162,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,50 | 127,50 |
3 | 46,44 | 139,33 |
6 | 24,52 | 147,12 |
9 | 17,21 | 154,93 |
12 | 13,56 | 162,70 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,50 | 127,50 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Orijinal adı Havadisü’d-Dımışk el-Yevmiyye olan ve Berber Bediri’nin Günlüğü adıyla okuyucuya sunulan bu metin; bugün yanı başımızda oluk oluk kanların aktığı, çok acı dramların yaşandığı, Suriye topraklarının 18 yüzyıldaki bir kesitine günlük gazete haberleri gibi ışık tutan tarihi bir belgedir. O günlerde de talihsiz Şam’ın başında bir Esat var: Bakın Berber Bedirî ne diyor:
“Esat Paşa, yığınlarla buğdayları ve malları yağmalayıp topladıktan sonra, Sayda Paşası Mehmet Paşa teşrif etti. Bu Sayda Paşası Mehmet Paşa, insanlar ve devran hakkında tecrübeli, yaşlı bir insan idi. Esat Paşa, kendisini izzet ve ikramla karşıladı ve Dürzilerin bu hareketleri hakkında şikâyette bulundu. Bu durum için kendisine yardımcı olmasını istedi. Mehmet Paşa ise, Esat Paşa'yı Dürzilere karşı giriştiği askeri harekâttan dolayı kınadı ve Dürzileri öldürmekten vazgeçmesini emretti. Esat Paşa'ya dedi ki senin bu hareketin hem senin hem de benim aleyhime dönüşüp başımızı yiyecek.
Senin bu yaptıklarına Devlet-i Aliyye razı olmaz. Çünkü Devlet-i Aliyye, beldelerin (şehirlerin) imarını istiyor. Halka zulmetmekten ve halkı ayaklandırmaktan nefret eder. Devlet-i Aliyye bir gün içinde, buraya on tane vezir göndermeye kadirdir; fakat on senede, buradaki harap bir köyü ihya etmeye gücü yetmez. Bu sebeple, benim hatırım için onlarla tekrar barış, onlardan alacağını al ve onların evlatlarını koyver. Esat Paşa, Dürzilerin ileri gelenlerinin evlatlarını kalede hapsetmişti (s. 92)”