Osmanlı Yeni Çağı'nda Tarımsal Gelişim

Stok Kodu:
9786053996095
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
322
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%15 indirimli
260,00TL
221,00TL
Taksitli fiyat: 12 x 23,50TL
Havale/EFT ile: 216,58TL
Temin süresi 6 gündür.
9786053996095
652638
Osmanlı Yeni Çağı'nda Tarımsal Gelişim
Osmanlı Yeni Çağı'nda Tarımsal Gelişim
221.00

Modern çağlarda yüzleşmek istemediğimiz sorunlar arasında, teknik tarımın doğaya verdiği zarar önemli bir yer edinmektedir. Antroposen Çağı olarak bahsedilen bu zararlı dönemin çok önceden başladığı kabul edilmektedir. Sanayi Devrimi sonrası adeta kutsallaştırılan entansif tarımın, artan dünya nüfusunu çılgınca beslemek için toprak ve su başta olmak üzere doğal kaynakları hoyratça yok etmesi, bunları zehirleyerek kirletmesi oldukça tahrip edici gelişmelerdir. Bu sürecin bir aşamasından sonra modern tarımın gerçekte bir kurtarıcı olup olmadığı sorusu sorulmaya başlanmıştır. Modern insanın bir hayli değer atfettiği entansif tarımın bütün yönleriyle hayran olunacak bir yöntem sayılamayacağı; diğer bir ifadeyle geleneksel tarımın tümüyle olumsuz sayılamayacağı daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır.
Bu çalışma, tarımsal gelişim sürecinde daha çok geleneksel yapılardan kurtulamamış olan Osmanlı tarım emekçilerinin ve sermayedarlarının, modern çağlar öncesinde Yeni Çağ’daki “geri kalmışlık” sorununu yakından inceleme çabasıyla oluşturuldu. Çalışmanın temelinde yukarıda ana çerçevesi çizilen düşünce ciddi bir yer edindiğinden, Osmanlı çiftçisinin ekstansif tarıma bağlılığı katı bir eleştirel dille ve tavırla değil, çağın ve imparatorluğun şartları düşünerek incelendi. “Geleneksel” hatta “ilkel” diye biraz da küçümser bir bakış açısıyla eleştirilen Osmanlı tarım sektörünün, hububat (özelde buğday) ziraatı sahasının, görece statik yapıda olsa bile sınırlı ve uzun soluklu bir gelişme çabası içinde olduğu tezi üzerinde konuya yaklaşıldı. Tüm gelenekselliği ya da ilkelliğine rağmen hemen her zaman yabancıların buğday kaçırdığı bir memleket olarak Osmanlı Devleti’nin tarım emekçilerinin kendi şartları elverdiği ölçüde verimlilik artışına yönelik gayretleri olması gerektiği düşüncesi, bu kitabın ortaya çıkmasındaki temel hareket noktası oldu. Yaklaşık üç yıllık bir çabanın ürünü olan bu eser asla her şeyi söylediğini iddia etmiyor; aksine daha ne çok şey söylenmesi gerektiği üzerinde durarak yeni araştırmacılara çağrıda bulunuyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 221,00    221,00   
3 80,50    241,51   
6 42,50    255,01   
9 29,84    268,54   
12 23,50    282,02   
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 221,00    221,00   
3 80,50    241,51   
6 42,50    255,01   
9 29,84    268,54   
12 23,50    282,02   
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 221,00    221,00   
3 80,50    241,51   
6 42,50    255,01   
9 29,84    268,54   
12 23,50    282,02   
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 221,00    221,00   
3 80,50    241,51   
6 42,50    255,01   
9 29,84    268,54   
12 23,50    282,02   
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 221,00    221,00   
3 80,50    241,51   
6 42,50    255,01   
9 29,84    268,54   
12 23,50    282,02   
World Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 221,00    221,00   
3 80,50    241,51   
6 42,50    255,01   
9 29,84    268,54   
12 23,50    282,02   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 221,00    221,00   
3 -    -   
6 -    -   
9 -    -   
12 -    -   

Modern çağlarda yüzleşmek istemediğimiz sorunlar arasında, teknik tarımın doğaya verdiği zarar önemli bir yer edinmektedir. Antroposen Çağı olarak bahsedilen bu zararlı dönemin çok önceden başladığı kabul edilmektedir. Sanayi Devrimi sonrası adeta kutsallaştırılan entansif tarımın, artan dünya nüfusunu çılgınca beslemek için toprak ve su başta olmak üzere doğal kaynakları hoyratça yok etmesi, bunları zehirleyerek kirletmesi oldukça tahrip edici gelişmelerdir. Bu sürecin bir aşamasından sonra modern tarımın gerçekte bir kurtarıcı olup olmadığı sorusu sorulmaya başlanmıştır. Modern insanın bir hayli değer atfettiği entansif tarımın bütün yönleriyle hayran olunacak bir yöntem sayılamayacağı; diğer bir ifadeyle geleneksel tarımın tümüyle olumsuz sayılamayacağı daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır.
Bu çalışma, tarımsal gelişim sürecinde daha çok geleneksel yapılardan kurtulamamış olan Osmanlı tarım emekçilerinin ve sermayedarlarının, modern çağlar öncesinde Yeni Çağ’daki “geri kalmışlık” sorununu yakından inceleme çabasıyla oluşturuldu. Çalışmanın temelinde yukarıda ana çerçevesi çizilen düşünce ciddi bir yer edindiğinden, Osmanlı çiftçisinin ekstansif tarıma bağlılığı katı bir eleştirel dille ve tavırla değil, çağın ve imparatorluğun şartları düşünerek incelendi. “Geleneksel” hatta “ilkel” diye biraz da küçümser bir bakış açısıyla eleştirilen Osmanlı tarım sektörünün, hububat (özelde buğday) ziraatı sahasının, görece statik yapıda olsa bile sınırlı ve uzun soluklu bir gelişme çabası içinde olduğu tezi üzerinde konuya yaklaşıldı. Tüm gelenekselliği ya da ilkelliğine rağmen hemen her zaman yabancıların buğday kaçırdığı bir memleket olarak Osmanlı Devleti’nin tarım emekçilerinin kendi şartları elverdiği ölçüde verimlilik artışına yönelik gayretleri olması gerektiği düşüncesi, bu kitabın ortaya çıkmasındaki temel hareket noktası oldu. Yaklaşık üç yıllık bir çabanın ürünü olan bu eser asla her şeyi söylediğini iddia etmiyor; aksine daha ne çok şey söylenmesi gerektiği üzerinde durarak yeni araştırmacılara çağrıda bulunuyor.

Kapat