'Şimdi ben ne söylesem / hepsi çok eskiden söylenmiştir' diyen bir şair Özkan Dursun; 'pek yaşamaklı bir şiirin peşinde. 'Pek yaşamaklı' çünkü 'ozanca barınmayı diliyor bu geçici yeryüzünde.'
'İkinci yeninin sesine 'ses' veriyor sanki, yaşanmamışlıktan damıttığı kelimelerle ama. İkibin sonrasının moda gözüpekliği ile değil imgenin başat olduğu bir şiirin peşinde yürüyerek yapıyor bunu. Zamanın zehirli okuyla topuğundan vurulmuş bir şair gibi ilerliyor; nereye?
'Bitiş', 'yok', 'rüya', 'ölüm'...nereye? Lirik şiirin fecir vaktine mi? 'Ben yalnız S'yi anlatsam' dediği 'zamanın ara odası'na mı? Şiirin bir dil meselesi olduğunun farkında bir şair o; dil'in içindeki dil'e... belki de 'söylenmeyene...
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 46,75 | 46,75 |
3 | 17,03 | 51,09 |
6 | 8,99 | 53,94 |
9 | 6,31 | 56,81 |
12 | 4,97 | 59,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 46,75 | 46,75 |
3 | 17,03 | 51,09 |
6 | 8,99 | 53,94 |
9 | 6,31 | 56,81 |
12 | 4,97 | 59,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 46,75 | 46,75 |
3 | 17,03 | 51,09 |
6 | 8,99 | 53,94 |
9 | 6,31 | 56,81 |
12 | 4,97 | 59,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 46,75 | 46,75 |
3 | 17,03 | 51,09 |
6 | 8,99 | 53,94 |
9 | 6,31 | 56,81 |
12 | 4,97 | 59,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 46,75 | 46,75 |
3 | 17,03 | 51,09 |
6 | 8,99 | 53,94 |
9 | 6,31 | 56,81 |
12 | 4,97 | 59,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 46,75 | 46,75 |
3 | 17,03 | 51,09 |
6 | 8,99 | 53,94 |
9 | 6,31 | 56,81 |
12 | 4,97 | 59,66 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 46,75 | 46,75 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
'Şimdi ben ne söylesem / hepsi çok eskiden söylenmiştir' diyen bir şair Özkan Dursun; 'pek yaşamaklı bir şiirin peşinde. 'Pek yaşamaklı' çünkü 'ozanca barınmayı diliyor bu geçici yeryüzünde.'
'İkinci yeninin sesine 'ses' veriyor sanki, yaşanmamışlıktan damıttığı kelimelerle ama. İkibin sonrasının moda gözüpekliği ile değil imgenin başat olduğu bir şiirin peşinde yürüyerek yapıyor bunu. Zamanın zehirli okuyla topuğundan vurulmuş bir şair gibi ilerliyor; nereye?
'Bitiş', 'yok', 'rüya', 'ölüm'...nereye? Lirik şiirin fecir vaktine mi? 'Ben yalnız S'yi anlatsam' dediği 'zamanın ara odası'na mı? Şiirin bir dil meselesi olduğunun farkında bir şair o; dil'in içindeki dil'e... belki de 'söylenmeyene...