Elinizde tuttuğunuz derlemede, modern sinemaya mührünü vurmuş yönetmenlerden Ingmar Bergman’ın en kalıcı eserlerinden ikisinin, 1957 yapımı Yaban Çilekleri ile 1961 yapımı Aynadaki Gibi’nin senaryo metinlerini bir araya getiriyoruz. Her ikisi de kabaca yirmi dört saat gibi kısa bir zaman dilimi içinde geçen, ilkinde ölümün kıyısında arayış içindeki bir profesörün, ikincisindeyse bir ailenin trajik serüvenini tüm girdaplarıyla sergileyen bu filmler, bizleri diyalogları ve yönetmenin notlarıyla bir okuma serüvenine davet ediyor.
Üstelik, Tezer Özlü’nün kıymetli çevirisiyle.
“Düşler bir cins delilik, delilik de bir cins düştür ve yaşam da bir düş olmalı.”.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
3 | 36,88 | 110,65 |
6 | 19,47 | 116,83 |
9 | 13,67 | 123,03 |
12 | 10,77 | 129,21 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
3 | 36,88 | 110,65 |
6 | 19,47 | 116,83 |
9 | 13,67 | 123,03 |
12 | 10,77 | 129,21 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
3 | 36,88 | 110,65 |
6 | 19,47 | 116,83 |
9 | 13,67 | 123,03 |
12 | 10,77 | 129,21 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
3 | 36,88 | 110,65 |
6 | 19,47 | 116,83 |
9 | 13,67 | 123,03 |
12 | 10,77 | 129,21 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
3 | 36,88 | 110,65 |
6 | 19,47 | 116,83 |
9 | 13,67 | 123,03 |
12 | 10,77 | 129,21 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
3 | 36,88 | 110,65 |
6 | 19,47 | 116,83 |
9 | 13,67 | 123,03 |
12 | 10,77 | 129,21 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 101,25 | 101,25 |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Elinizde tuttuğunuz derlemede, modern sinemaya mührünü vurmuş yönetmenlerden Ingmar Bergman’ın en kalıcı eserlerinden ikisinin, 1957 yapımı Yaban Çilekleri ile 1961 yapımı Aynadaki Gibi’nin senaryo metinlerini bir araya getiriyoruz. Her ikisi de kabaca yirmi dört saat gibi kısa bir zaman dilimi içinde geçen, ilkinde ölümün kıyısında arayış içindeki bir profesörün, ikincisindeyse bir ailenin trajik serüvenini tüm girdaplarıyla sergileyen bu filmler, bizleri diyalogları ve yönetmenin notlarıyla bir okuma serüvenine davet ediyor.
Üstelik, Tezer Özlü’nün kıymetli çevirisiyle.
“Düşler bir cins delilik, delilik de bir cins düştür ve yaşam da bir düş olmalı.”.