Konstantiniye ve Ayasofya Efsaneleri
Turkler “Kostantiniye”yi 1453’te fethettiler ve sehrin kurulusuna ve o vakte kadar sembolik merkezi kabul edilen Ayasofya’ya iliskin bir efsane gelistirdiler. Bu efsane, Bizans, Arap, hatta Helen yazılı metinlerindeki temalardan oruluydu. Arastırma literaturunun yıllardır tanıdıgımız isimlerinden Stefanos Yerasimos, bu efsanenin imparatorluk tartısması ve ideolojisi ile iliskisini arastırıyor. Osmanlı padisahları, Bizans bass ehrinin temel sembolu Ayasofya’yı yeniden degerlendirerek, hatta anlamlandırarak, Bizans imparatorlarının projelerini surdurme zorunlulugunu mu hissetmislerdi? Yoksa lanetli sehir Kostantiniye ebediyen yok mu edilmeliydi? Stefanos Yerasimos, efsanenin olusumunu ve gelisme asamalarını inceleyerek, metinleri tahlil ederek ve tarihi baglamla celiskilerini arastırarak, bu efsaneyi yeniden ayakları ustune oturtuyor. “Turkler yeni bassehirlerinin tarihini ogrenmeye calısmak yerine, onu kendileri yaratmıslardır. Bu kesif, metnin imparatorluk dusu ncesine siddetle karsı cıkan yapısıyla birlesince, edebi varsayımın, yani oykunun okuyucuyu eglendirmek icin uyduruldugu varsayımının terkedilmesi gerekiyor. Boylece yavas yavas Konstantiniye ve Ayasofya –ki sehrin gobegidir– ile ilgili bu efsanenin imparatorluk tartısmasının en saglam kanıtı oldugunu gormeye baslıyoruz. Kaldı ki, kısa bir sure sonra bu efsaneye, bu kez dogrudan dogruya Bizans gelenegine yaslanan bir ikinci efsane eklenecektir.” STEFANOS YERASIMOS
Devamını Oku